YENİ BİR OKUL YENİ BİR HEYECAN

YENİ BİR OKUL YENİ BİR HEYECAN

Anne ve babaların yoğun ve karmaşık duygular yaşamasına neden olan durumların başında çocuklarının okula başladığı dönemler gelmektedir. Dönemler diyorum çünkü bu sadece bir döneme özgü bir durum değildir. Okul öncesinden sonra ilkokula başlama dönemi, ilkokul bittikten sora kritik bir dönem olan ortaokula başlama dönemi ve sonrasında sınavlarla ve tercih dönemi ile birlikte geçen zorlu bir süreçten sonraki lise birinci sınıf olmak üzere 4 önemli ve hassas eğitim dönemini sayabiliriz. Bu süreçlerin uyumlu bir biçimde yaşanması çocukların akade- mik ve duygusal başarıları açısından son derece önemli ve gereklidir.

Okul öncesi dönem;

Anaokulunda öğrenci ve aileleri neler bekliyor?

Okul öncesi dönem çocuğun aile- sinden genellikle ilk uzun süreli ve düzenli ayrılışı olması nedeni ile korku ve kaygının yoğun hissedilmesine ne- den olabilir. Bu durumda yaşanacak korku, panik ve ayrılık anksiyetesinin en aza indirilebilmesi amacı ile okullar açılmadan çocuk ve aile kısa süreli alıştırmalar yapılabilir. Günün belli saatlerinde ya da haftanın belirli günlerinde bir akrabaya bırakılabilir.

Okullar açılmadan önce aile çocukla çocuğun yaşına ve seviyesine uygun olarak okulla ilgili hikâyeler okuyabilir, çocukla bu konuda sohbet edebilir, düşüncelerini paylaşabilir. Okulda kalacağı süre, nasıl ve kiminle gideceği, orada yemek ve tuvalet ihtiyacını nasıl karşılayacağı, okulda neler yapılacağı, ihtiyaç duyduğu anlarda öğretmeninden ve diğer görevlilerden nasıl yardım alabileceği gibi konu- larda çocukların bilgilendirilmesi önemlidir.

Okul alışverişine çıkarken çocukla birlikte çıkılması sizin göstereceğiniz seçenekler arasından kendi istediği ürünü seçmesine izin verilmesi uyum sürecini kolaylaştırma ve okula karşı olumlu duygular beslemesine destek olacaktır.

Çocuğun okul hayatında başarılı ve mutlu olması öncelikle okul olgunluğu düzeyi ile ilgilidir. Okul olgunluğu ise çocuğun kendisinden istenilen, beklenilen tutum ve davranışları sergileyebilecek durumda olmasıdır.Okula başladıktan sonra öğretmenle etkili ve sağlıklı bir iletişim kurulması da son derece önemlidir. Çocuğun yeni kahramanı öğretmeni olacaktır. Zaman içersinde çocuğunuzla sizden daha fazla zaman geçirecek olan öğretmenlere ve okula karşı olan tutumunuz ve yaklaşımınız doğrudan çocuk üzerinde de etkili olacaktır.

Çocuklarla evde kaliteli zaman geçirilmesi, birlikte oyunlar  oynanması da duygusal ve zihinsel gelişimi destekleyecektir. Bu oyunların çok karmaşık ya da çok pahalı oyuncaklarla oynanmasına gerek yoktur. Evde çamaşırları katlarken, çorapları eşleştirirken çocuğunuzun yardım etmesine izin verebilirsiniz. Birlikte kelime oyunları oynayabilirsiniz. Mesela a sesi ile başlayan ya da a sesi ile biten kelime bulmaca oyun- ları gibi olabilir. Şarkı ve tekerleme söyletilmesi de dil gelişimi açısından yararlı olacaktır. Fermuarlarla ve düğmelerle yapılan açma kapama etkinlikleri de gerek kas gelişimi ge- rekse öz bakım becerileri açısından önemlidir. Çocuğunuza hikâye veya masal okurken masal ve hikâyeyi bir bölümünde bırakarak çocuğu- nuza masal ve hikâyenin devamında neler olabileceğini sorabilir, hikâ- yeyi kendisinin tamamlamasına izin verebilirsiniz. Market alışverişi yaparken matematik konulu oyun oynanılabilir. Mesela 6’lı havlu, 10 yumurta, yarım kilo peynir (bütün ve yarım kavramları) …

 

İlkokul 1. Sınıf Dönemi;

Birinci sınıfta öğrenci ve aileleri neler bekliyor?

İlkokula başlamak, hem çocuk hem de aile için çok önemli ve heyecan verici bir durumdur. Çocuğun okul hayatında başarılı ve mutlu olması öncelikle okul olgunluğu düzeyiile ilgilidir. Okul olgunluğu ise çocuğun kendisinden istenilen, beklenilen tutum ve davranışları sergileyebilecek durumda olmasıdır. Eğer çocuk bu olgunluğa ulaşmadan ilkokula başlarsa okula ve öğrenmeye karşı olumsuz bir tutum sergileyecektir.

Çocuğun ilkokula hazırlanmasında  ailelere düşen görevler nelerdir?                                                                                                                                                  

 Aileler çocuğun okula gidecek olmasını çocuktan bir kaçış ya da kurtuluş gibi, çocuğa verilmiş bir ceza gibi algılamalarına sebep olacak konuşmalardan kaçınmalıdırlar. Özellikle ‘Çok yaramazlık yapıyorsun, okula   başlayınca   görürsün gününü.’ ’Okula başla da senden kurtulayım.’ Gibi  cümleler çocuğun kendisini de- ğersiz hissetmesine ve okula  karşı olumsuz bir tutum sergilemesine neden olacaktır.

Çocuğunuz okul hakkında ne kadar çok bilgi sahibi olursa o kadar az korkacaktır. Okulunu ve çevresini okular açılmadan birlikte gezebilirsiniz. Okulla ilgili zaman zaman çocuğu sıkmadan ve zorlamadan mini soh- betler edilebilir. Okul açılır açılmaz çocuğunuzun okulunu, sınıfını ziyaret etmeye, öğretmenleri ve arkadaşları ile tanışmaya gayret edin.

Okulun ilk gününü anlatan kitaplar okuyun. Böylece çocuğunuz bu konuda fikir sahibi olacaktır. Bazı aileler çocuklarına okulu sevdirebilmek ve özendirebilmek amacı ile okulun çok eğlenceli bir yer olduğundan bahsederler. Ancak çocuğun okulda ne kadar eğleneceğini anlatırken, abartıya kaçmamaya özen gösterin. Yeni arkadaşlar edineceğini ve yeni şeyler öğreneceğini ama kimi zamanda canının evde olmak isteyebileceğini bilsin. Aksi halde okulun her zaman eğlenceli bir yer olmadığını görünce hayal kırıklığı  yaşayabilir.  Gerçekçi olmak lazım.

Çocuğunuzun can güvenliği açısından okul ve ev arasındaki ulaşımı hakkında ona bilgi verin. Çocuğunuza okula hangi ulaşım vasıtası ile gideceğini önceden anlatın. Yürüyerek gidecekse, okul yolunda beraber yürüme alıştırmaları yapın. Servis ile gidecekse birlikte servis durağına yürüyün. Yoldaki işaretleri, trafik işaretlerini, yaya geçitlerini, vb. uyarı durumlarını birlikte inceleyin.

Çocuğunuza acil durumlarda size ulaşabilmesi için adres ve telefon numaranızı öğretin. Okulun ve sınıf öğretmeninin de telefonunu mutlaka öğrenin.   Özellikle   ilk   günlerde okul dönüşü evde olmayacaksanız telefon edin ve gününün nasıl geçtiğini sorun. Telefon etmeniz de mümkün değilse aileden bir başkasının veya bir arka- daşınızın sizin yerinize çocuğunuzla ilgilenmesini sağlayın.

Evde yaşına uygun sorumluluklar verin. Yapabileceği kendi işlerini, kendisinin halletmesi için imkân ve destek verin. Özellikle okulda yaşadığı her güçlükte siz müdahale etmeyin. Kendisinin de çözüm için gayret göstermesini teşvik edin.

Çocukların okula başlayacak olması oyun dönemlerinin geçtiği anlamına gelmez. Çocuklar için oyun oynamak da bir öğrenmedir. Çocuğunuza oyun oynaması ve hareket etmesi için imkân ve ortam sağlayın. Hoplamayan, zıplamayan, dengesini sağlayamayan çocuklar şekilleri çizmede, yazı yazmada zorlanır. Zikzak koşmayan çocuk zikzak bir şekil çizmede, daire çevresinde koşmayan bir çocuk daire şekli çizmede zorlanır.

Okula başlama döneminden önce çocuklar gereğinden fazla TV izlerler. Bu durum da onların dikkatlerinin dağılmalarına neden olan etmenlerden birisidir. Çocuklar bu dönemde ilgi ve dikkatleri çok çabuk dağılır, çabuk sıkılılar. Çocuğunuzun bir işe dikkatini verip yoğunlaşması olması çok önemlidir. Aynı anda birçok işi yapmayı seven çocuğunuz varsa tek bir iş üzerine dikkatini toplamasına yardımcı olun. Bir konu üzerinde yoğunlaştığında   destekleyin, övün. Kendi başına  oyun  kurmasına, tek başına meşgul olmasına imkân verin, destekleyin.

Ortaokul 5. Sınıf Dönemi;

Beşinci sınıfta öğrenci ve aileleri neler bekliyor?

İlkokulu  bitiren  öğrenciler  yeni eğitim kademesi olan  ortaokula devam ederler. İlkokulda 4 yıl sınıf öğretmeni (ortalama 2-3 branş öğretmeni) ile zaman geçiren öğrenciler ortaokulda ondan fazla öğretmenle, yeni bir okul ve yeni arkadaşlarla karşılaştıkların- da duruma alışma süreleri biraz daha uzayabilir.

Ortaokul dönemi uzmanlar tarafından çocuklar açısından çok hızlı bir fiziksel ve duygusal gelişimin yaşan- dığı dönem aynı zamanda lise ve üniversite eğitiminin temeli olarak da değerlendirilmektedir.

Ortaokula uyum sürecinde zorlanan bazı öğrencilerde okul ve aile yaşantısı açısından bazı sıkıntılar meydana gelebilir. Bunların başında ilkokulda gösterdiği akademik başarıda düşmeler meydana gelebilir. Okula karşı ilgili azalabilir bunun sonucunda da devamsızlık, okula isteksizlik durumları yaşanabilir. Yine yapılan araştırmalar ve uzun yıllardır eğitimin içinde bir uzman olarak gözlemlerim, görüşmelerim neticesinde bu dönemde arkadaş grubunun, akran baskısının çok büyük ağırlık kazandığı, hatta aile ve öğretmenin önüne geçtiği durumların   yaşanabilmeği   ve yine zararlı alışılanlıklara başlama eğilimi içerisinde olunabileceği krtik bir dönem olarak görülebilir.

Okul, aile ve öğrenci işbirliğininen çok ihtiyaç duyulduğu dönemlerin başında gelen ortaokul döneminde okulla aile arasında ve ailenin kendi içersinde sağlıklı bir iletişim modelininolması sürecin en az hasarla atlatılmasına destek olacaktır. Bu süreçte aileler, öğrenciler kadar hatta bazı aileler de öğrencilerden daha fazla kaygı yaşamakta ve akademik başarıya odaklanmaktadır. Kaygının yaşanması normaldir ancak bu düzey aşırı ve sürekli olursa burada sorunlar yaşanabilir. Kaygının normalleştirilmesi ve uyumun hızlandırılması amacı ile de  öğrenci   ve   velilerin   ortaokul gelişim dönemi özellikleri ve ortaokul eğitim sitemi ile doğru bilgilendirilmeye ihtiyacı vardır. Bu konuda özellikle okullardaki rehberlik servisinden ve en yakın rehberlik  araştırma  merkezlerinden uzman desteği alınması uygun olacaktır. Okulda yapılan veli toplantılarına, aile etkinliklerine ve eğitim seminerlerine katılmanız da bu süreçte çocuğunuzun akademik ve duygusal açıdan gelişimine son derece faydalı olacaktır.
 

Lise 9. Sınıf Dönemi;

Dokuzuncu sınıfta öğrenci ve ailele- ri neler bekliyor?

Ortaokul dönemi, hızlı yaşanan bir ergenlik süreci ve özellikle sekizinci sınıfın sınavlar ve tercih süreci gibi yoğun ve kaygılı bir şekilde tamamladıktan sonra lise eğitimine başlanması öğrenci ve aileler için önemli kırılma noktalarından birisini içine almaktadır.

Dokuzuncu sınıf bazı öğrenci ve aileler tarafından genellikle mola ve dinlenme dönemi olarak değerlendirilmektedir.

Yoğun bir sınav dönemi ve koşturmaca sonrası liseye başlayan öğrenciler bir önceki yıl kendilerine göre ‘çok çalıştıkları, çok yoruldukları, çok soru çözdükleri…’ gibi nedenlerle dokuzuncu sınıfı biraz daha az ilgi gösterme eğiliminde olabilmektedir. Oysa yapılan bu hata lise eğitimin so- nuna geldiklerinde, üniversite sınav gerçeğinin fark ettiklerinde biraz daha pahalıya neden olabiliyor. Oysaki dokuzuncu sınıf hem lise eğitiminin temelidir hem de aynı zamanda YGS sınavının içeriğinin çok büyükbir bölümünü oluşturuyor. Özellikle  or- taokuldan  eksik  olan  bazı konular dokuzuncu sınıfta da kapatılamayınca sonrasında telafisi çok daha zor olabi- liyor. Dokuzuncu ve onuncu sınıf aynı zamanda öğrencinin   seçeceği   mesleği ve üniversitede okumak istediği bölüm için gerekli alan ve derslerin şekillendiği, kararların verildiği kritik bir dönemdir. Mesela bu dönemde üniversitede sağlık ve  mühendislik bölümleri düşünen bir Anadolu lisesi öğrencisinin dokuz ve onuncu sınıf derslerindeki başarısına göre sayısal alandan devam kararı vermesi gerekmektedir.

Fiziksel değişimlerin ve ergenlik sürecinini devam etmesi, duygusal arkadaşlıklar, olumsuz arkadaş çevresi, yoğun teknoloji (bilgisayar, cep telefonu, tablet…) kullanma isteği, beğenilme ve takdir edilme, popülerlik, okul devamsızlığı, kendine zarar verme, zararlı alışkanlıklar edinme, alan- ders seçme, sınıf tekrarı, okul yönetimi ve öğretmenlerle yapılaniletişim hataları, değişen ilgi ve zevkler, kimlik arayışı, sınav kaygısı, üniver- site ve bölüm seçimi, meslek tercihi gibi birçok durumun şekilleneceği ya da sorun olarak yaşanacağı lise döneminin başlangıcı olan dokuzuncu sınıf öğrenci ve veliler açısından hafife alınmaması, gereken önem ve işbirli- ğinin gösterilmesi, okula uyum süreci açısından çok dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir.

Lise yılları çok güzel, harika günler… Hayatın geçmiş, şimdi ve gelecek dengesinin kurulmasında temeli atılan dönemdir. Geçmişin (ortaokul döneminin) hatalarının farkına varabilmek, lise yıllarının, içinde bulunduğu dönemin keyfini çıkarabilmek hem de geleceğini şekillendirebilmek adına alt yapıyı sağlam tutabilme dengesini yakalayan öğrenciler okul hayatında başarılı, hayat okulunda mutlu olurlar…

 

''Okula başladıktan sonra öğretmenle etkili ve sağlıklı bir iletişim kurulması da son derece önemlidir. Çocuğun yeni kahramanı öğretmeni olacaktır. Zaman içersinde çocuğunuzla sizden daha fazla zaman geçirecek olan öğretmenlere ve okula karşı olan tutumunuz ve yaklaşımınız doğrudan çocuk üzerinde de etkili olacaktır.''

 

Çelebi ÇAĞLAYAN

PDR Uzmanı

img

ERD

Eğitimde Rehberlik Dergisi, 2005 yılında eğitim ve rehberlik alanında çalışma yapan entelektüel dostlarla yaptığımız haftalık eğitim sohbetlerinden esinlenerek ortaya çıkmış bir faaliyettir. Sohbetlerimizi neden bir dergi etrafında toplamayalım, “düşüncelerimizi, çalışmalarımızı neden ihtiyaç duyan öğrencilere, anne babalara ulaştırmayalım?” düşüncesi yazın hayatına başlamamıza yol açtı. Bu güne kadar 24 sayı çıkardık. Kovid-19 sürecinde yayın faaliyetine 2 yıl ara verdik. Düşüncelerimiz, çalışm

Yorumlar

img