OYUN BAĞIMLISI  ÇOCUĞUNUZU  NASIL VAZGEÇİRİRSİNİZ?

OYUN BAĞIMLISI ÇOCUĞUNUZU NASIL VAZGEÇİRİRSİNİZ?

ÇOCUĞUNUZUN OYUN BAĞIMLISI OLMASINI NASIL ÖNLEYEBİLİRSİNİZ? Bilgisayar oyunu ve teknoloji bağımlığı günümüzün en kritik sorunlarından biri haline geldi. Hem fizyolojik hem de psikolojik pek çok sorunu beraberinde getiren bu bağımlılık, aileler tarafından henüz yeterince ciddiye alınmıyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi AMATEM Koordinatörü, Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, oyun bağımlılığına ilişkin görüşlerini bir vaka ile birlikte paylaşırken, çocukların hangi koşullarda bağımlı olduklarını gözler önüne seriyor. İşte gerçek bir bağımlı hikayesi… OLGU: 22 yaşında bir üniversite öğrencisi “Bilgisayar başında çok zaman geçiriyorum, bu yüzden ders başarım düştü, hiçbir şeyden zevk alamıyorum, hiçbir hedefim yok, ciddi bir karamsarlığım var” şikâyetleriyle başvurdu. Sorununu detaylı anlattığında kişinin sorunlu internet kullanımının yanında majör depresyon ve sosyal fobisinin de olduğunu keşfettik. Bilgisayar, hayatına okul değişikliği sonrası yaşadığı uyum sorunu döneminde girmiş. Kendini ifade etmekte zorlanması ve arkadaş edinememesi, bu sebeple de kendisini sosyal aktivitelerden çekmesi bilgisayar kullanımını pekiştirmiş. Internet hayatında kontrol edebildiği, kendini ait hissettiği ve rahatlıkla iletişim kurabildiği bir ortam onun için. Geldiğinde internet kullanımı günde en az 8 saatti. İnternet kullanımı okula gitmemesine, gitmemek de internet kullanımına sebep oluyordu. İnterneti daha çok online oyunlar, sosyal medya, bilimsel makaleler ve doğa haberleri okumak için kullanıyordu. Daha öncesinde kullanımı azaltmayı denemiş ancak sadece 1 ay uzak kalabildiğini söyledi. Muhtemelen, çabuk sıkılma, davranışı sürdürmekte zorlanma, kısa vadeli hazları tercih, ödülü bekleyememe ve “başaramayacağım” düşüncesi onun devam etmesi engelliyordu. Terapiden beklentisi hedef koymak ve ona ulaşmak ve gerçek hayattaki şeylerden de haz almaktı. Kendisiyle derse girmese de okula gitmek, internet süresini kademeli azaltmak gibi küçük davranışsal teknikler uyguladık. Üçüncü seanstan sonra okula devam etme kararı aldı. 5 dersinden 3’ünün sınavına girdi. Bilgisayar günlüğü tuttu, günlük program hazırlandı. Televizyon, temizlik, kitap okuma, dışarı çıkma, yeni insanlarla birlikte olma gibi boş zaman aktivitesi planladı ve uygulayabildi. Seanslar süresince içinde bulunduğu “Yetersizlik düşüncesi – bir şey yapmama – sıkılma – vazgeçme – internet” döngüsünü fark etti. Bu aşamadan sonra davranışsal müdahalelerden bilişsel müdahalelere geçildi. “başaramayacağım”, “yetersizim” düşünceleri üzerine çalışıldı. Şu anda depresif şikâyetleri geriledi. Okula gidiyor. İnternet kullanımı günde 2-3 saat. Arkadaşlarıyla düzenli olarak görüşüyor. Yeni insanlarla rahatlıkla tanışabiliyor. Diğer ilgi alanlarına yönlenmiş durumda. GENÇLERİN YARISINDA BU SORUN VAR Bu konuda en son yapılan kapsamlı çalışma 16 yaş lise öğrencilerinde Avrupa madde kullanım profil çalışmasıdır. 2017 yılı sonunda tamamlanan bu çalışmanın verilerin analizi halen devam etmektedir. Ama lise öğrencilerinde ve üniversite öğrencilerinde yapılan küçük ölçekli çalışmalarda Sorunlu Teknoloji veya İnternet Kullanımı tanı kriterlerine uyma oranı gençlerimizde yaklaşık %40-50 oranındadır. Farklı tanı ölçütleri kullanılması nedeniyle rakamlar farklılıklar gösterse de her geçen gün bu sorunun ülkemizde ciddi bir atış gösterdiği görülmektedir. 2018 yılına dek Dünya Sağlık Örgütü Bilgisayar Oyun Bağımlılığını “Ruhsal Hastalıklar” kategorisine koymazken son yıllarda görülme sıklığı, kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde ki olumsuz etkileri ve işlevselliğini bozması üzerine Ruhsal hastalıklar kategorisi altında incelenmesi gerekliliğini vugulanmıştır.

Teknoloji bilinçli kullanıldığı zaman insan hayatını kolaylaştırma amacına hizmet etmektedir. Fakat kişinin teknoloji ürünlerini kullanmada kontrolü yitirmesi ile birlikte kötüye kullanım ve bağımlılık gelişebilmektedir. Bilgisayar ve internet ortamının fizyolojik bağımlılık yaptığı bugün artık kesinlik kazanmıştır. TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI NEDİR? Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte hayatımızda pek çok değişim, gelişim ve kolaylık sağlanmıştır. Kişinin teknoloji kullanımında zaman içinde kontrolünü yitirmesi, kullanımı sınırlayamaması ve sonucunda aşırı kullanımı ile birlikte ciddi olumsuz sonuçlara yol açabilen bir davranışsal bağımlılık da madalyonun diğer yüzünü oluşturmaktadır. Temel olarak teknoloji bağımlılığı; teknolojinin aşırı kullanılması isteğinin önüne geçilememesi, teknoloji kullanımı olmadan geçirilen vaktin eski önemini kaybetmesi, teknoloji kullanımından uzak ya da yoksun kalındığında gerginlik, öfkelilik hali ve hatta saldırganlık davranışlarının olması ve kişinin aile, okul, sosyal ve iş hayatını olumsuz etkilemesi ile seyreden bir davranışsal bağımlılık olarak tanımlanabilir. Teknoloji bağımlılığı ilk olarak bireyi fiziksel ve ruhsal sağlık anlamında olumsuz etkiler ve akabinde de aile, okul, iş, sosyal hayatında problemlere yol açar. Patolojik düzeyde internet kullanımı da teknolojik bağımlılıklar arasında yer almaktadır (Young, 1996). Teknolojik bağımlılıklarda çoğunlukla ilgili davranıșın bağımlılık oluşturucu uyarıcı ve pekiştirici özelliklerinin olduğu söylenebilir (Griffiths, 1995). Bu nedenle çocuklar ne kadar erken yaşta bu teknoloji (akıllı telefon, ipad vb) karşılaşırsa gelecekte sorunlu kullanım veya bağımlılık riski o kadar artmaktadır. Ayrıca dikkat ve konsantrasyonda azalma, gerçek dünyada sağlıklı iletişim kuramama ve/veya kurma gereksinimi olmaması gibi sorunlarda ortaya çıkabilmektedir. Sanal oyun ortamında elde edilen hazzın daha sonra geçek dünyada arzulanması ve buna yönelik davranışlarda bulunma kişinin gerçek dünya algısının da bozulmasına yol açmaktadır. Aileler kısmen bu konuda bilgi sahibi olsa da bazen ihmal ettikleri için, bazen çocukları için yerine daha olumlu bir seçenek koyamadıkları için bazen de söz geçiremedikleri için bu konuda çaresiz kalmaktadırlar. AİLELER NASIL ÖNLEM ALABİLİR? Bilgisayar ve teknoloji bağımlılığını önleme sorunlu kullanımın önüne geçmenin yolları: Bilgisayarın yerinin değiştirilmesi ve diğer insanların bulunduğu yere alınması, diğer insanlar ile beraber iken internete bağlanılması, internete bağlanma zamanının değiştirilmesi, internet defterinin oluşturulması, kişinin yakınlarından internet kullanımı ile ilgili problemlere sahip olduğunu saklamaması, hayatını yeniden yapılandırma amacıyla spor, sanat, sosyal ilişkiler vb. aktivitelere yer verilmesi, kişiye yeni sosyal becerilerin kazandırılması, belirli zamanlarda internete girme tatillerinin verilmesi, gevşeme tekniklerinin uygulanması, olumsuz otomatik düşüncelerin ele alınması, internete bağlanma sırasında yaşanan duyguların not edilmesi gibi yöntemler yer almaktadır. Bu yöntemlerin yanı sıra eğer sorunlu kullanım varsa teknoloji kullanımında dış durdurucuların kullanılması, internet kullanımıyla ile ilgili hedeflerin belirlenmesi, hatırlatıcı kartlar kullanılması, internet kullanımı yerine kişinin yapmak istediklerini not alması gibi yöntemleri de önermekteyiz. Teknoloji bağımlılığının altında sıklıkla psikolojik faktörler de rol oynamaktadır. Bu nedenle tedavi hedefi öncelikle altta yatan psikolojik faktörlerin tespit edilip bu noktaların tedavi edilmesidir. Bu bağlamda çok sıklıkla olmamakla birlikte psikoterapiden ve nadiren de olsa ilaç tedavisinden yararlanılabilir. Özellikle bilişsel davranışçı terapi teknoloji bağımlılığında yaygın olarak kullanılmaktadır. Bilişsel davranışçı terapi yaklaşımı; kişinin kendisi ve olaylar ile ilgili hatalı, çarpıtılmış ve uyum bozucu düşüncelerinin yerine alternatif, sağlıklı ve gerçekçi düşünceler geliştirmeyi ve bu yolla var olan psikolojik sıkıntıları hafifletmeyi ve ortadan kaldırmayı hedeflemektedir.

 

Prof. Dr. Nesrin DİLBAZ Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü

img

ERD

Eğitimde Rehberlik Dergisi, 2005 yılında eğitim ve rehberlik alanında çalışma yapan entelektüel dostlarla yaptığımız haftalık eğitim sohbetlerinden esinlenerek ortaya çıkmış bir faaliyettir. Sohbetlerimizi neden bir dergi etrafında toplamayalım, “düşüncelerimizi, çalışmalarımızı neden ihtiyaç duyan öğrencilere, anne babalara ulaştırmayalım?” düşüncesi yazın hayatına başlamamıza yol açtı. Bu güne kadar 24 sayı çıkardık. Kovid-19 sürecinde yayın faaliyetine 2 yıl ara verdik. Düşüncelerimiz, çalışm

Yorumlar

img