KENDİNİ SABOTAJ
Hiç kendi kendinizi sabote ettiğiniz aklınıza geldi mi?
Misafirlere en özenli sofraları kurup sonra yaptığınız yemeği henüz hiç kimse tatmadan eksiklerini saymaya başladığınız oldu mu? Ya da kendinizi gecelerce hazırladığınız iş raporunu teslim ederken daha iyisini yapmamanıza engel olan ufak tefek nedenleri sıralarken buldunuz mu? Peki ya sınıfın en başarılı öğrencisiy- ken üzerinizde hissettiğiniz baskıdan dolayı sınava girmeden önce neden tam puan alamayacağınızı sınıf arkadaşlarınıza sıralıyor musun? Hatta sonrasında genelde yüksek not aldığınız için artık size kimse inanmıyor mu? Peki neden henüz performansı gerçekleştirmeden önce “en iyisini” yapamadığınız/yapamayacağınıza dair başkalarını uyarıyorsunuz?
Kendini sabotaj, bir görev yapılırken, potansiyel başarısızlığa veya beklenilen düşük performansa bahane olarak kullanılan, kendine zarar veren davranışlar olarak tanımlanmaktadır. Yani kendini sabotaj stratejini kullanan kişi daha olay yaşanmadan, performans sergilemeden önce baha- neleri hazırlamaktadır. Böylece birey istediği performansı sergileyemezse başarısızlığı dışsallaştırabilecek ve hayal kırıklığına karşı kendini koruyabilecektir. Yani sınavda “hasta olduğum için/ çok stresli olduğum için“ başarısız oldum diyebilmektedir. Ama eğer birey hedefine ulaşırsa da “olumsuz koşullara” rağmen (örn. uykusuz olmasına rağmen) başardığı için kendini daha da kazançlı hissedecektir.
Sorunları acilleme
Kendini sabote etme için kullanılan bahaneler ile duruma ilişkin açıklama yapma birbirine çok benzemesine rağmen, ikisi arasındaki temel fark bahanelerin motivasyonu azaltmasıdır. Çünkü bahaneler genellikle başkalarını suçlama, kötü sonuçları iyi gibi gösterme ve geleceğe dair düşük beklentiler içermektedir. Oysa o anda yaşadığı bazı aksaklıklar nedeniyle performans kaybı yaşadığını düşünen kişi açık- lama yaparken hala göreve(sınava) ilişkin motivasyonu yüksektir.
Akademik anlamdaki “kendini sabotaj” ise, başarısızlık korkusu nedeniyle kişinin algılanmış yeterliliğini korumak veya arttırmak için akademik alandaki performansın önüne engeller yaratma olarak tanımlanmaktadır. Akademik kendini sabotajı göreve (örn: sınava, ödeve, sunuma vb.) karşı duyulan kaygı ve özgüven eksiliği tetiklemektedir. Ayrıca, mükemmeliyetçi beklentiler de akademik kendini sabotajı yükseltmektedir.
Çarpıtarak sakinleşme
Aslında kişiler kendini sabotaj stratejilerini kendileri ile algıyı manipüle etmek ve başarısızlık ihtimaline karşı öz benlik saygısını korumak için kullanmaktadır. Akademik kendini sabotaj yöntemleri, erteleme davranışı, çabalamama, vazgeçme, sınav kaygısı olduğunu ve hasta olduğunu iddia etmeyi içerebilir. Kısa dönemde de bu stratejiyi kullanmak benlik saygısını korumak için işlevsel ve cazip görünmektedir. Ama uzun sü- re bu strateji kullanıldığında kişide sorumluluk, emek harcama, öz farkındalık gibi eksiklikleri teşvik ettiği için zarar vermektedir. Araştırmalar uzun dönemde kendini sabotajın iç- sel motivasyonu azalttığını, olumsuz ruh halini, depresyonu, uyuşturucu kullanımını ve sağlık sorunlarını artırdığını göstermektedir. Özellikle, öğrenciler tarafından akademik kaygılarla kullanılan bu strateji aslında akademik başarıyı baltalamaktadır. Akademik başarısı hem düşük hem de yüksek öğrenciler bu stratejileri kullanmasına rağmen düşük olan öğ- rencilerin başarıları daha çok zarara görmektedir. Bunun nedeni kullanılan stratejilerdeki farklılıktır. Başarısı düşük öğrenciler erteleme, ilgisi ol- mayan aktivitelerle aşırı ilgilenme, madde, ilaç ve alkol kullanma ve yeterli pratik ve alıştırma yapmama gibi stratejileri daha sık kullandıkları için akademik başarılarının daha çok zedelendiği görülmektedir. Landers (2011)’de kendini sabotajın etkilerini azaltmak için öğretmenlerin kullanabilecekleri pek çok strateji önermektedir:
- Bilgilendirin: Öğrencileri kendini sabotaj ile ilgili bilgilendirin. Kendini sabote etmeyi engellemede ilk adım kendinin farkında olmak ve “ertelemek, vazgeçmek ve çabalamamak” gibi en belirgini kendini engelleyici davranışları terk etmektir. Bunun için kendinize sorun “Orada ne yaptım?” “Buna neden olan neydi?” Kontrol edilmesi gereken korku mu, endişe mi yoksa kin duygusu mu?
- Okulda kendini sabotajı caydıracak bir ortam yaratın. Bunun için;
- Öğrencileri hem akademik hem de sosyal açıdan destekleyin,
- Görevde kalmanın neden önemli olduğunuveders hedeflerinin görevde kalmakla olan ilgisini açıklayın,
- Adil bir öğrenme ortamı yaratın ve başarıya giden gücün öğrenci ve öğretmen tarafından paylaşıldığını vurgulayın
- Öğrencileri yarıştırmayın.
- Öğrencileri birbirleriyle yarıştıracak sözlerden kaçının. Rekabeti motive etmek için kullanmayın. Not için katı rekabetler kesinlikle iyi bir fikir değildir fakat notlardaki farklılıkları açıklamak(en yüksek en düşük notları ve ortalamayı vermek) diğerlerine nazaran ne kadar başarılı olduklarını hissettirmek işe yarayabilir. Bu durum “Bu ders çok zor, herkes başarısız.“ gibi iddiaları geçersiz kılar ve öğrencilere daha iyi bir perspektif vermek ve yapılabilir olduğunu göstermek için etkili araç olabilir.
- Öğrencilere öğrenme stratejilerini öğretin.
- Öğrenme stratejilerindendikkatstratejileri, tekrar stratejileri, anlamlandırmayı artıran stratejiler, yürütücü biliş stratejileri ve duyuşsal ve güdüsel stratejiler hakkında hem öğrencileri ve velileri bilgilendirin ve somut örneklerle bu konuda farkındalıklarının gelişmesine öncü olun.
- Motive edin.
- Öğrencilerin neden performans sergilemek için motive olmaları ve bu hedefler için çalışmaları gerektiğini düşündürücü aktiviteler yapın. Örneğin “gelecekte nasıl bir hayat istiyorsunuz?”
-
Öğrencileri birbirleriyle yarıştıracak sözlerden kaçının. Rekabeti motive etmek için kullanmayın. Not için katı rekabetler kesinlikle iyi bir fikir değildir yapılması gerekenler neler olabilir?” ve “ bu hayale ulaşmak için bu dersin katkısı ne olabilir?” sorularının temel alan yaratıcı dramadan da faydalanarak aktif katılımlı aktiviteler kullanılabilir.
Önerilen bu stratejilerin yanı sıra kendini sabote etme ile baş etmek için otomatik düşünce hatalarından “ya hep ya hiç” düşüncesini fark edip durdurmak da çok önemlidir. Buna göre, başarının ya siyah ya beyaz olduğu düşünesini rafa kaldırıp başarının göreceli olduğunu görmek faydalı olacaktır. Somut bir örnek ile özetlemek gerekirse, araştırmalar kilo vermek için çok katı kurallı diyet yapan kişilerin aşırı yemek yemeye daha yatkın olduklarını göstermektedir. Çünkü bu otomatik düşünceye sahip kişiler diyetlerini çok az bozsalar bile, tamamen bozulduğu düşüncesine kapılmaktadır ve diyeti sürdürememektedir. Benzer olarak bu düşünce hatasını kullanan bireyler, küçük bir yenilgi veya başarısızlıkta da, her şeyin mahvolduğu düşüncesine saplanmaktadır. Kendini sabote etme davranışının esiri olmamak için bu düşünceleri önce fark etmeli sonra da işlevsel olmadıkları için kafanızdan atmalısınız.
Son olarak içsel konuşmanızın kendinizi sabote etmenize neden olduğunu fark etmelisiniz. İçsel konuşmayı büyük oranda küçükken annemizin bize ya da olaylara verdiği tepkileri zamanla model alarak öğreniriz. Öfkeli ya da karamsar bir anneniz varsa ve her davranışınıza bu duyguları içeren ifadelerle tepki veriyorsa siz de benzer konuşmaları içinizden tekrarlayarak aklınıza yerleştirirsiniz ve bir görevden (sınav, sunum vb.) önce bu bahaneleri daha çok kullanabilirsiniz. Bu nedenle olumsuz iç sesinizi tamamen yok edemeseniz bile iç sesinizi herhangi bir performans sergileyeceğiniz görevden önce sonuna kadar kısın ve hedefe tekrar odaklanın.
-
Doç. Dr. Aslı BUGAY ODTÜ Kuzey Kıbrıs Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programı
Yorumlar
Yorum Yaz