Genç ve Ergenlerde  Madde Denemeleri ve Bağımlılığı

Genç ve Ergenlerde Madde Denemeleri ve Bağımlılığı

Ergenlik ve gençlik dönemi, hızlı biyolojik olgunlaşma ile birlikte psikososyal değişikliklerin ortaya çıktığı ve gelişimsel kriz yaşanma potansiyelinin olduğu bir dönemdir. Kimlik geliştirme süreci içinde bulunan ve yoğun içsel çatışmalar yaşayan ergenler, herhangi bir risk faktörü ile karşılaştıklarında daha çok sağlık problemi yaşamaktadırlar. Gençler genellikle yüksek risk etkenlerine sahiptirler ve bu nedenle diğer insanlara göre daha fazla yardıma gereksinim duymaktadır. Ergenler, kimlik kazanma, yenilik arama, farklı yaşantıları deneme konusundaki merakları, beklide kendileri keşfetme ve yaşam arzuları nedeniyle, madde kullanmaya başlama açısından önemli bir risk grubunu oluşturur. Çeşitli maddelere başlama yaşının genellikle gençlik yılları içinde yer alması, bu sorunun aynı zamanda bir gençlik çağı sorunu olarak ele alınmasını gerektirmektedir. Birçok ülkede gençler arasında sigara, alkol ve diğer maddelerin kullanımı, kazalar, intihar, şiddet, istenmeyen gebelikler, cinsel yolla bulaşan hastalık riskini artırmaktadır. Bu nedenle özellikle ergenlerde madde kullanımı ve bağımlılığı üzerinde durulmalıdır (Aras ve ark., 2007, Taşçı ve ark., 2005). Gençlik ve Ergenlik Döneminde Madde Denemeleri ve Bağımlılığı Ergenlik, hızlı biyolojik olgunlaşma ile birlikte psikososyal değişikliklerin ortaya çıktığı) ve gelişimsel kriz yaşanma potansiyelinin olduğu bir dönemdir. Kimlik geliştir me süreci içinde bulunan ve yoğun içsel çatışmalar yaşayan ergenler, herhangi bir risk faktörü ile karşılaştıklarında daha çok sağlık problemi yaşamaktadırlar. Bu grubun üyeleri genellikle yüksek risk etkenlerine sahiptirler ve bu nedenle diğer insanlara göre daha fazla yardıma gereksinim duymaktadırlar (Aras ve ark., 2007). Ergenler, kimlik kazanma, yenilik arama, farklı yaşantıları deneme konusundaki merakları, beklide kendileri keşfetme ve yaşam arzuları nedeniyle, madde kullanmaya başlama açısından önemli bir risk grubunu oluşturur. Çeşitli maddelere başlama yaşının genellikle gençlik yılları içinde yer alması, bu sorunun aynı zamanda bir gençlik çağı sorunu olarak ele alınmasını gerektirmektedir. Birçok ülkede gençler arasında sigara, alkol ve diğer maddelerin kullanımı, kazalar, intihar, şiddet, istenmeyen gebelikler, cinsel yolla bulaşan hastalık riskini artırmaktadır (Taşçı ve ark., 2005). Son yıllarda tüm Avrupa ülkelerinde ergen ve gençler arasında alkol ve yasadışı madde kullanımında bir artış söz konusudur. Madde kullanı - mı, ABD’de en büyük sağlık sorunu olarak ele alınmaktadır. Amerikalı - ların %13 – 24’ü madde kullanımıyla ilgili bir sorun yaşamaktadır ve bu oran ülkedeki psikolojik sorunların içinde en yaygın olanıdır (Korkut, 2007). Ülkemizde madde kullanımı, bir çok ülkeyle karşılaştırıldığında düşük oranlardadır. Fakat ülkemizdeki genç nüfusu göz önüne aldığımızda bu düşük oranların ne kadar büyük rakamlar oluşturacağını unutmamak gerekmektedir. Ülkemizde gençler arasında yapılan çalışmalarda yarısından fazlasının sigara deneyiminin olduğu, ilköğretimde ise yaşam boyu en az bir kez tütün kullanma oranının % 16 olduğu görülmektedir. Yaşam boyu en az bir kez alkol kullanımı %35-45, esrar kullanımı %4, uçucu madde kullanımı % 4, ecstasy kullanımı için ise %2-2,5 oranları verilmektedir. Tütünden sonra en sık kullanılan maddeler sırasıyla alkol, uçucu maddeler ve esrardır (Şenge - zer ve Dilbaz, 2011)

 Kimlik geliştirme süreci içinde bulunan ve yoğun içsel çatışmalar yaşayan ergenler, herhangi bir risk faktörü ile karşılaştıklarında daha çok sağlık problemi yaşamaktadırlar.Genç ve Ergenlerde Madde Denemeleri ve Bağımlılığı Ergenler, kimlik kazanma, yenilik arama, farklı yaşantıları deneme konusundaki merakları, beklide kendileri keşfetme ve yaşam arzuları nedeniyle, madde kullanmaya başlama açısından önemli bir risk grubunu oluşturur. Çeşitli maddelere başlama yaşının genellikle gençlik yılları içinde yer alması, bu sorunun aynı zamanda bir gençlik çağı sorunu olarak ele alınmasını gerektirmektedir. Birçok ülkede gençler arasında sigara, alkol ve diğer maddelerin kullanımı, kazalar, intihar, şiddet, istenmeyen gebelikler, cinsel yolla bulaşan hastalık riskini artırmaktadır. 

“Madde”, kötüye kullanım ve bağımlılığa yol açabilecek, değişik yollarla alınabilen duygu durum, algılama, biliş ve diğer beyin işlevlerinde bir değişiklik yaratan her türlü kimyasal madde olarak tanımlanabilir. Bunlar esrar, eroin, kokain gibi reçete ile verilemeyen, yasadışı maddeler olabileceği gibi, amfetaminler, benzodiazepinler, diğer sedatif, hipnotik ilaçlar gibi yasal düzenlemeler çerçevesinde reçete ile verilebilen ilaçlar ya da yasal denetimlere tabi olmayan veya satışlarında kısmi yasal düzenlemeler olan uçucular, tütün (nikotin), kahve (kafein) ve alkol (etanol) gibi maddelerdir (Ceyhun, Oğuztürk ve Ceyhun, 2001). Bağımlılık, kişinin madde alımı üzerindeki kontrolünü kaybetmesini ifade etmektedir. DSÖ madde bağımlılığını “kullanılan bir psikoaktif maddeye kişinin daha önceden değer verdiği diğer uğraşlardan ve nesnelerden belirgin olarak daha yüksek bir öncelik tanıma davranışı” olarak tanımlar. Diğer bir deyişle madde kullanımı bireye ve topluma zarar verici düzeyde bir davranış haline gelir (Yorgancıoğlu ve Esen, 2000). Maddelerin patolojik kullanımı iki kategori içerisinde incelenmektedir: madde kötüye kullanımı ve madde bağımlılığı. Bunların her ikisi de, DSM-4 içerisinde temel bir kategori olan madde ile ilişkili bozukluklar kategorisini oluştururlar.

MADDELER Nikotin ve Sigara: Dünyanın en önemli halk sağlığı sorunlarından birisi olan sigara (Pekşen ve ark., 2005), günümüzde gençlerin ölümüne diğer uyuşturucuların toplamından daha çok neden olacaktır (Powers ve Matano, 2008). Çünkü 1991’de yapılan bir araştırmaya göre lise son sınıf öğrencileri, diğer maddelerin kullanımının toplamından daha fazla sigara tüketmektedirler. Nikotin, tütünün alışkanlık yapan temel etmenidir. Nikotin reseptörleri denilen ve beynin haz merkezinde bulunan reseptörleri uyarır.

Alkol: Sigaradan sonra ergenler arasında en yaygın kullanılan maddedir. Ağız yoluyla alınmaktadır (Enişte, 2011). Krak ve eroin gibi uyuşturuculara karşı savaş açılmış olmasına rağmen, alkol, ergen yaş grubunda en fazla suiistimal edilen zararlıdır ve alkol kullanımının sonuçları, ergenlerde diğer uyuşturucuların toplamından daha fazla ölümle sonuçlanmaktadır. Her ne kadar günlük kullanım nispeten az görülse de, sürekli olmayan bir şekilde, olaylara bağlı olarak ya da aşırı miktarda içmek, çok daha yüksektir (Powers ve Matano, 2008). Alkol bağımlılığı, tolerans veya yoksunluk tepkilerini kapsar. Erken yaşlarda içmeye başlayan bir kişi, otuzlu ya da kırklı yaşlarda ilk yoksunluk belirtilerini geliştirmeye başlar. Esrar: Hint kenevirinden elde edilen uyuşturucu maddedir. İşleniş biçimine göre marihuana, gubar, ganja adını da alır. Sigaraya sarılarak (koreks olarak anılır), toz halinde buruna çekilerek, alüminyum folyo üzerinde ısıtılıp buruna buharı çekilerek solunum yoluyla (kaydırma olarak adlandırılır) ve intravenoz yolla (shat adı verilir) kullanılabilir ( Enişte, 2011). Marihuana, kannabis sativa denilen bir bitkinin kurutulmuş ve ufalanmış yaprak ve çiçek uçlarından oluşur. Sıklıkla sigara gibi içilir. Günümüzde marihuana kullanımı pek çok ülkede yasadışıdır (Davison ve Neale, 2004). Yatıştırıcılar: Sıklıkla sakinleştirici olarak anılan temel yatıştırıcılar (sedatifler), bedenin aktivitesinin yavaşlatır ve tepkilerini azaltırlar. Bu grupta morfin, eroin ve kodein gibi sakinleştiriciler vardır. Bunlar az miktarda kullanıldığında ağrı giderici işlevi görürler. Uyarıcılar: Uyarıcılar, beyin ve sempatik sinir sistemini etkileyerek dikkati ve motor aktiviteyi arttırırlar. Amfetamin ve kokain bu gruptadır. Amfetaminler sentetik uyarıcılardır; kokain ise koka yaprağından elde edilen doğal bir uyarıcıdır. Bu noktada az riskli fakat çok daha yaygın bir uyarıcı olan kafeine de değinmek gerekir. Kahve, çay, kakao, kola ve bazı soğuk içecekler ve diyet haplarında bulunan kafein; nadiren ilaç olarak görülen ancak güçlü etkileri olan, insanlarda tolerans gelişmesini sağlayan ve alışan insanlarda yoksunluk belirtileri yaratabilen dünyanın en popüler ilacıdır. Uçucu Maddeler: Uçucu, çözücü, yapıştırıcı maddelerdir. Bali, Uhu gibi piyasada bildiğimiz yapıştırıcılardır. Tiner, yağ ve leke çıkarıcılar, elbise ve cam temizleyici sıvılar, aseton, kumaş boyası, çakmak gazı, benzin gibi maddeler toplumda bağımlılık yapıcı kötüye kullanılan maddelerdir. Torba içinden madde solunarak kullanılır. Ecstasy (Beyaz Kumrular): Üstünde kuş, fil vb. gibi resimler bulunan tabletler biçimindedir. Ağız yoluyla alınır. Daha çok eğlence yerlerinde bulunur. 40 dakikada aşağı yukarı etkisi başlar. Enerji artışı, cinsel duygularda artış, güven duygusunda artış olur. Uzun süreli kullanımda ecstasy almadan hiçbir şeyden zevk almama ve dikkat bozukluğu yapar. Karaciğer yetmezliği ve ani ölümler yapabilir.

Prof. Dr. Selçuk ASLAN Gazi Üniversitesi Psikiyatri ABD Öğretim Üyesi

img

ERD

Eğitimde Rehberlik Dergisi, 2005 yılında eğitim ve rehberlik alanında çalışma yapan entelektüel dostlarla yaptığımız haftalık eğitim sohbetlerinden esinlenerek ortaya çıkmış bir faaliyettir. Sohbetlerimizi neden bir dergi etrafında toplamayalım, “düşüncelerimizi, çalışmalarımızı neden ihtiyaç duyan öğrencilere, anne babalara ulaştırmayalım?” düşüncesi yazın hayatına başlamamıza yol açtı. Bu güne kadar 24 sayı çıkardık. Kovid-19 sürecinde yayın faaliyetine 2 yıl ara verdik. Düşüncelerimiz, çalışm

Yorumlar

img