Büyüyünce  Ne Olacaksın?

Büyüyünce Ne Olacaksın?

Yazının başlığında ki soruyu duymayan ya da muhatap olmayan yoktur diye düşünüyorum. Ufacık ve küçümencikken hepimize sorarlar, ne olacaksın bakalım büyüyünce? Doktorluk, anaokulu öğretmenliği, polislik ya da o an popüler olan meslek neyse onu söyleyiveririz. -Büyü de doktor ol bakalım, bizi muayene edersin. Diye eklemeyi de ihmal etmez amcalar, teyzeler ve komşular. Büyümeye başladığımızda ise durum biraz farklılık gösteriyor. Küçükken bize tatlı tatlı fikrimizi soran büyüklerimiz bu defa, lisede eşit ağırlıklı alanı seç, üniversitede mühendislik oku! Diyerek telkinlerde bulunmaya başlıyorlar. -Baba mesleğin avukatlık, sende avukat olacaksın, aile şirketimizin devamı için ablan mühendis oldu, sen de işletme oku, en büyük hayalim doktor olmaktı ben olamadım ama sen olmalısın! Bizler annemiz için doktor, babamız için avukat olamayız. Onların ulaşamadıkları hayallerini gerçeğe erdirme aygıtı da olamayız. Meslek seçimi insan hayatındaki en önemli kararlardan biridir ve özenle yapılmayı hak etmektedir. En popüler, en çok para kazanılan, en hızlı iş bulabilen, en prestijli meslekleri seçmek için seçmek, doğru bir yöntem değildir. Böyle bir seçim mesleği yaparken kişiyi öz doyuma ulaştırmaz yani mutlu etmez. Konfüçyüs yüzyıllar öncesinden bilgece ne güzel söylemiş. “Eğer sevdiğin işi yaparsanız bir gün bile çalışmış sayılmazsınız.” Olayın bir diğer yönü de, lise de ya da üniversite de puanımızın yettiği bölümlerde, okullarda okumayı zorunluluk gibi görmemizdir. Yakın bir zamanda çok yüksek puanlarla öğrenci alan bir üniversitemizin öğrencilerine konuşma yapma imkânım oldu. Onlara sordum, puanım yettiği için bu okulda/bölümde okuyorum diyenler kimler? Salonun yaklaşık %80’i el kaldırdı. Geriye kalan küçük azınlık ise hayal ettiği bu bölümde okumayı seçmiş. Hayat dediğimiz aslında bir kararlar yumağıdır. Sürekli karar vermek zorunda olduğumuz durumlarla karşı karşıyayız. En doğru, en isabetli ve en uygunu arar dururuz. Meslek seçerken en doğru seçeneğe ulaşabilmek elbette çok önemli, hele de bir sürü çeldirici varken. Anne için doktor, baba için mühendis komşu teyze için eczacı olunmaz. “En çok para şu meslekte, en kolay bu meslekte iş bulabilirsin” bu sözlerin hepsi çeldiricidir ve sizi yanlış şıkka götürür. Meslek seçimi hayatımızın en önemli kararlarından birisi olduğu için çok özen ister. Öncelikle kendimizi iyi tanımalıyız ki bize en uygun mesleği seçebilelim. En uygun alanı/mesleği seçebilmek için aşağıdaki üç kriter önemlidir. 1.İlgi ve yeteneklerim, 2.Yatkınlığım ve yapabildiklerim, 3.Kişilik özelliklerim. İlgimiz olan, yapabildiğimiz ve mizaç-kişilik özelliklerimize uygun olarak meslek seçimi yapmalıyız. Hayatta gerçekten başarıyı yakalamış insanların mutlu-başarılı-huzurlu olmalarının altında yatan en temel etken kendi kişilik özelliklerine uygun işlerle uğraşmalarıdır. Kimi meslekler sosyallik gerektirirken kimi meslekler uzun süre yalnız kalmayı gerektirebilir, kimi meslekler hızlı karar almayı gerektirirken kimi meslekler derinlemesine düşünmeyi ister. İşte bu bakımdan hangi psikolojik donanıma-mizaca sahip olduğumuz çok önemli. Mizaç ve kişilik özelliklerini bilirsen kendine en uygun mesleği seçebilirsin. Hayatımızda ilerleme sağlamak ve en doğru karaları vermenin yolu güçlü sorular sormaktır. Meslek seçimi de güçlü sorularla yolumuzu belirlememizi sağlayacaktır. Benden ne olur? Kişisel değerlendirme analizi yaparak benden ne olur, sorusunun yanıtını bulabiliriz. Bunun için bir A4 kağıdı alalım ve ona kocaman bir artı çizerek dörde bölelim. Bu dört kutucuğa 1.Güçlü yönlerim, 2.Güçlendirilmesi gereken yönlerim, 3.Potansiyel risklerim ve 4.Fırsatlarım başlıklarını yazarak, maddeler halinde dolduralım. Bu işlemi en objektif bir şekilde yapmalıyız. Gerekirse öğretmen, anne baba ve bizi iyi tanıyan ve tarafsız yaklaşacak arkadaşlarımızdan da destek alarak bu analizi tamamlayalım. Analiz raporunu bitirdiğinizde meslek seçimi için pusula kadar önemli bir aracı elinize alarak kariyer yolculuğuna çıkmaya hazırsınız. Yolunuz ve bahtınız açık olsun. Büyüyünce Ne Olacaksın?

Uğur YILDIZ Eğitimci - Tübitak Mentörü 

img

ERD

Eğitimde Rehberlik Dergisi, 2005 yılında eğitim ve rehberlik alanında çalışma yapan entelektüel dostlarla yaptığımız haftalık eğitim sohbetlerinden esinlenerek ortaya çıkmış bir faaliyettir. Sohbetlerimizi neden bir dergi etrafında toplamayalım, “düşüncelerimizi, çalışmalarımızı neden ihtiyaç duyan öğrencilere, anne babalara ulaştırmayalım?” düşüncesi yazın hayatına başlamamıza yol açtı. Bu güne kadar 24 sayı çıkardık. Kovid-19 sürecinde yayın faaliyetine 2 yıl ara verdik. Düşüncelerimiz, çalışm

Yorumlar

img