ASIL MUTLULUK NEDİR?

ASIL MUTLULUK NEDİR?

Resmi yapılabilecek en zor şey herhalde mutluluk olmalı.

Öyle ya hiç bir ölçütle kıyaslanamaz mutluluk… Bazen bir çayla simit bazen en lüks ihtiyaç oluverir. En çok aranılan, kimi zaman bulunan, kimi zaman yitirilen şey olur mutluluk.İnsan tebessümle karşıladığında hayatın ilk nefesini muhtemelen en mutlu olduğu andır da.

Her ne kadar bilinç oluşmamış alınan nefesin kıymeti bilinmiyorsa da bebek halimizle o an çok mutluyuzdur hiç şüphesiz. Belki de o bilinçsizlik halidir bizi asıl mutlu eden. Çünkü yaşamın bize sunacaklarını tartmamışızdır henüz. Bir arayış bir çaba bizi mutlu etmek için başlamıştır artık.

Gerçekten mutlu olmak için mi yaşarız yoksa yaşadığımızı bildiğimiz için mi mutluyuzdur? Evren değil belki ama (ki onu da keşfetmeye çoktan çıktık) içinde yaşadığımız dünya yeterince karmaşık yeterince cevap aratır bizlere. İşte bu arayışın özüdür aslında mutluluk. Kendi evreninin zenginliğini fark eden insan artık bir o kadarda fakirdir. Çünkü ömür dediğimiz şey sınırlıdır zamanla.

Bu sebeple mutlu olmak için çok az zaman çok fazla yaşanılacak an vardır. İştahı kabarık insan doymak bilmez bu sınırlı zamanla dolayısıyla da mutlu olmaz artık onca an’la.

Demek ki işin özü yani mutlu olabilmenin sırrı iyi bir zaman idarecisi olmakta yatıyor. Beklentiler sonsuz olabilir ama zaman sınırlı. An’da yakalamalı öyleyse mutluluğu. Ebeveynler çocuklarıyla, çocuklar arkadaşlarıyla çoğaltmalı değerli anları. Kültürün, eğitimin, sanatın, sporun yaşanacağı anları çoğaltmalı. An’da mutlu olunabileceğini kavrayan herkes, asıl bu zenginliğe sahip çıkmalı. Her şeye sahip olunamayacağını ama anların pekâlâ sahibi olunabileceğini öğrenip, ona göre yaşayabilir insan. Do- layısıyla çok da zor değil aslında mutlu olabilmek.

Nasıl bir insanı sevmekle başlıyor her şey ve güzelleşiyorsa dünya, alınan her nefesin ne denli değerli olduğunu kavrayıp bir de anları önce kendinle, sonra sevdiklerinle paylaşabilmek mutluluğun formülü.

ASIL ZENGİNLİK MUTLU OLUNAN ANLARIN ÇOKLUĞUYLA SAĞLANIR, NASIL OLUNDUĞUYLA DEĞİL!

Sefa ZENGİN

 

img

ERD

Eğitimde Rehberlik Dergisi, 2005 yılında eğitim ve rehberlik alanında çalışma yapan entelektüel dostlarla yaptığımız haftalık eğitim sohbetlerinden esinlenerek ortaya çıkmış bir faaliyettir. Sohbetlerimizi neden bir dergi etrafında toplamayalım, “düşüncelerimizi, çalışmalarımızı neden ihtiyaç duyan öğrencilere, anne babalara ulaştırmayalım?” düşüncesi yazın hayatına başlamamıza yol açtı. Bu güne kadar 24 sayı çıkardık. Kovid-19 sürecinde yayın faaliyetine 2 yıl ara verdik. Düşüncelerimiz, çalışm

Yorumlar

img