AKRAN ZORBALIĞI

AKRAN ZORBALIĞI

Akran zorbalığı, akran grubu içinde fiziksel, duygusal ya da sosyal biçimde zarar veren, tekrar tekrar yaşanan saldırgan davranış biçimi olarak tanımlanmaktadır. Okul ortamlarında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Genel olarak akran zorbalığının nedenlerinden birincisi güç dengesizliğidir. Çocuk, kendini güçlü göstermek amacıyla sıklıkla bu yola başvurarak akranlarına baskı oluşturabilir. İkinci olarak, ailevi problemler, çocukların baş etmekte zorlandığı ve öfkelendiği durumlar arasındadır. Çocuk, öfkesini kontrol edemeyerek arkadaşlarına karşı zorba tavırlar oluşturabilir. Üçüncüsü, çocuklar, sosyal medyada kendilerine bir karakter belirleyebilir. Belirledikleri karakteri, yansıtabilmek adına onun kötü hareket ve davranışlarını da tekrar edebilir. Son olarak, akran baskısı da sorunun nedenleri arasında yer alır. Okul ya da mahalle içerisinde yer alan baskın grubun kurallarına uymak adına bu yaklaşımlar görülebilir. Bu problem, hayatın her döneminde görülebilir. Yapılan araştırmalar kapsamında 7 - 15 yaş arasında daha yoğun olduğu belirlenir. Geniş bir alanı kapsayan akran zorbalığı türleri ise fiziksel, duygusal, sözel, sosyal, siber, cinsel ve eşya zorbalığı şeklinde çeşitlendirilebilir.

Akran zorbalığına maruz kalan çocuklar, zorbalık yapanlar ve buna tanık olanlar bu durumdan ebeveynlerine ya da öğretmenlerine bahsetmeyebilirler. Böyle bir durumda bu çocukların sergilediği bazı davranışlar sizlere ipucu olabilir. İlk olarak, mağdur kişiler sağlık sorunları ya da stres bozuklukları ile karşılaşabilir. Uykusuzluk, anksiyete gibi problemler ile beraber sosyalleşme davranışında isteksizlik de sıklıkla karşılaşılan davranışlar arasındadır. İkinci olarak, zorba çocuklarda kurallara uymama davranışı ve öfke kontrolü konusunda problem yaşayabilirler. Aynı zamanda bu çocuklarda empati duygusunun da yeterince gelişmediği gözlemlenebilir. Son olarak, zorbalığa tanık olan (seyirci) çocuklarda ise zarar veren davranışı kendileri yapmamalarına rağmen suçluluk hissi yaşama ya da mağdurun zorbayı kışkırtarak bu davranışı hak ettiği yönünde bir düşünce gelişebilir. Saldırganlık ve mağduriyet çalışmalarında cinsiyet faktörünün rolüne ilişkin farklı sonuçlar bulunmuştur. Örneğin kızlar dedikodu yaparak (ilişkisel saldırganlık) mağduriyete neden olurken, erkekler ise vurarak (fiziksel saldırganlık) mağduriyete neden olmaktadır. Akranların birbirine fiziksel zorbalığı en çok erken çocukluk ve orta çocuklukta yoğunluk gösterirken, geç çocukluk ve ergenlik dönemlerinde de ise sözel ve psikolojik zorbalık daha sık görülmektedir.

Aileler çocuklarının akran zorbalığı mağduriyetlerini önlemede öncelikle kendi davranışlarına dikkat etmelidir. Ebeveynler davranışlarıyla çocuklarına rol modellerdir. Çocuklar ebeveynlerinden gördükleri davranışları taklit etmektedirler. Toplum için de özellikle çocuğunuz yanınızdayken başka insanlara olan davranışlarınıza dikkat edin. Hem çocuğunuzla hem de çevrenizle etkili ve kibar yolla iletişim kurmaya çalışın. İkinci olarak, çocuklara davranış rehberi olunmalıdır. Erken yaştan itibaren çocuğunuza yapılmaması gereken davranışlar konusunda uyarıda bulunmak zorbalığı engelleyecek pozitif etkenlerden biridir. İtmek, dövmek ve vurmak gibi eylemlerin yanlış olduğunu anlatmak ve sıra beklemek, empati kurmak gibi olumlu davranışları aşılamak çocuğunuzu zorbalık yapmaktan alıkoyacaktır. Üstelik kendisine zorbalık yapıldığında bunu sizinle paylaşabileceğini bilmesi ve zorbalığa karşı nasıl tepki vermesi gerektiğini bilmesi zorbalığa uğramasını da engelleyecektir.

Bu süreçte öğretmenlere de önemli görevler düşmektedir. Öncelikle, öğrencilerle saygı ve sevgi yoluyla etkili iletişim kurulmalıdır. Zorbalığa uğrayan çocuklar genellikle utangaç ve çekingen çocuklardır. Bu nedenle yetişkinlere zorbalığa uğradıklarını söylemek onlara zor gelmektedir. Öğretmenler ne kadar sevgi ve saygıyla yaklaşırsa zorbalığa uğrayan çocuklar da o kadar çok kendilerini ve yaşadıkları sıkıntıyı açıkça ve utanmadan ifade edebilirler. Öğretmenlerin çocuklarla etkili iletişime sahip olması zorbalık yapan çocuklara yaptıkları eylemin yanlış olduğunu açıklamak için de önemli ve etkili bir faktördür. Bunun yanında, akran zorbalığıyla ilgili sınıf içi etkinlikler düzenlenebilir. Sınıfta öğrencilerle birlikte akran zorbalığını ve akran zorbalığının etkilerine ve nasıl çözülebileceğine dair tartışma ortamı oluşturulabilir. Çocukların bunu kendi içlerinde tartışması sağlanmalıdır. Akran zorbalığıyla ilgili filmler ve çeşitli videolar yoluyla tartışmalar düzenlemek, zorbalığa uğrayan figürlerin hissettiklerini tanımlamak zorbalığı azaltmakta oldukça etkili bir yöntemdir. Son olarak, harekete geçmekten çekinilmemelidir. Herhangi bir zorbalık durumunda zorbalığa baş vuran çocuğu görüp uyarmamanız bu hareketi onayladığınız anlamına gelmektedir. Anında çocuğa yaptığı şeyin yanlış olduğu konusunda uyarıda bulunun. Bu uyarı hareketin tekrarlanma olasılığını düşürecektir.

Akran zorbalığının çok güzel ele alındığı ve çocuklarla beraber interaktif bir şekilde okunacak kitaplar arasında “Teo’nun zorbalık kitabı” ve “ Zürafa Pupa” yer alırken; izlenebilecek fimler arasında da “Wonder (Mucize)” ve “Kağıttan Uçaklar” yer almaktadır. Eğer çocuğunuzun akran zorbalığına maruz kaldığını düşünüyor ve bu duruma çözüm bulamıyorsanız, bu süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetmek adına alanında uzman psikologlardan destek almalısınız.

UZMAN PSİKOLOG ŞEYDA AKPINAR

 

 

img

Şeyda AKPINAR

Yorumlar

img